Social Icons

.

13 Aralık 2012 Perşembe

Yoksun


Her aklıma geldiğinde
Dalar gider gözlerim uzaklara
Hiç bilmediğim duygular sarar heryanımı birden
Hüzünlü bir şarkı fısıldamaya başlar dudaklarım
Aklımda sen gözlerimde yaş...
Uyku nedir hatırlamıyorum
Her gece sen varsın hayallerimde
Yıldızlara bakıp tuttuğum bütün dileklerde
Bak gecenin rengi değişiyor yavaş yavaş
Ben hala seni düşünüyorum
Ama ne yıldız kalıyor gecenin sabahında nede kurduğum hayallerdeki sen ....

Yorgunum

İstemıyorum kımseyı sevemıyorum
Çığlıkları yankılanırken yalnızlıgımın ıcımde
Sessiz kalmış sevgisiz kalmışken
sen de git başımdan istemiyorum

Kalbımın merdıvenlerını tırmanamazsın yorulursun
Korkularım boğar güzelliğini
Yanımda kalamazsın dayanamazsın
Katlanamazsın bana
İstemiyorum dedim ya
Etme kendini rahatından
Kaçırma huzurunu benım ıcın yorgunum ben

Denesen benimle olmayı çalışsan
Olmaz acıtır canını sessızlıgım
İncitir seni kimsesizliğim
Benim rüzgarım tersten eser sana üşütür
Yok olmayı hıc olmamıslıgı ogrenırsın benımle
Yok olmuşluğu kaybolmuşluğu
Mutlu edemem seni hüzünlerim ağır basar
Dengesizliğim tutar ayarsızdır terazım
Acılar pişmanlıklar yasatırım sana
Pekde iyi biri sayılmam zaten

Aynı şeylerı yapamayız ki seninle
Hiç ağlamamışsınki yürekten
Göz yasların ıslatmamıs kalbini
Yalnızlıga demir atmamıssın hiç
Benim gibi alışık degılsın ayrılıklara ınsalara..
Susmaz içimdeki sesler inletir heryeri
Ben çok yaşamam biliyorum

Hüzünlüyüm

Toprak yağmuru bekler ıslanmak için
Yıldızlar geceyi bekler parlamak için
Güneş sabahı bekler doğmak için
Bende seni beklerim sarılıp öpmek için
Neler feda ederim senin sevgine
En büyük mutluluğum bir tek seninle
Dünyayı verseler değişmem
Saçının bir tek teline

Hüznümün virgülüsün
Bir gidensin bir gelen
Yıkabilsek aradaki duvarları, ah ne olurdu
Hüznümün virgülü değil de noktası olabilsen

Şimdi daha iyi anlıyorum
Nefes almak değilmiş yaşamak
Ateşlerde yanmak gibi bir şey
Seni severken sensiz olmak
Seni seviyorum biliyor musun
Sana ağlıyorum duyuyor musun
Seni istiyorum anlıyor musun
Sana geliyorum bekliyor musun

Rüzgarın keman çaldığı ve damlaların
Pencerene vurduğu soğuk bir gecede
Yatağına uzanıp hayalini kurduğun
Ve keşke dediğin tüm güzellikler senin olsun

Ayrılıyoruz



Gidersen Bahar Asla Gelmeyecek

Hiç kesilmeyecek yagmur.
Hep gri bulutlar, hep soguk rüzgâr.
Yarini meçhul bir hayat, umutsuz günler.
Biliyorum aska dair her sey de seninle beraber gidecek.

Kimse senin yerini tutmayacak, kimse senin gibi bakmayacak.
Hiçbir sey, hiç kimse avutmayacak beni.
Kuruyacak denizlerim, baliklarim ölecek.
Gidersen, ben asla eski ben olmayacagim.

Hayat devam eder elbette, yasamak denirse buna, yasayacagim.
Bir yanim eksik, kalbim kirik…
Tarifsiz bir keder, hepsi birbirinin ayni olan saatler
Ne renkler parlayacak, ne çiçekler açacak.
Yaptigim hiçbir sey zevk vermeyecek bana.
Hiçbir film güldürmeyecek, aglatmayacak.
Hiçbir kadeh serefe; kalkmayacak, sarkilar susacak.

Gidersen, bir daha okumayacagim ask öykülerini.
Her askin sonu kötü bitecek benim için.
Hiçbir sevgili mutlu olmayacak.
Kiskanmayacagim bile,
Çünkü bos bos bakacagim hepsine.

Aska olan inancimi kaybedecegim ve kendime olan güvenimi de…
Gidersen, senin gitmenin verdigi aciyla bas edecegim.
Saçmalayacagim, çildiracagim.
Her zamankinden daha sinirli olacagim.

Hosgörü duygum kaybolacak,
en ufak bir olaya bile tahammül edemeyecegim.
Kiracagim herkesi, vefasiz olacagim.
Sonra giderek terk edecek dostlarim beni.
Ben kendi elimle uzaklastiracagim onlari.
Derken, iyice yalniz kalacagim bir gün.
Hem sensiz, hem arkadassiz…

Gidersen, çok kizacagim sana, arkandan lanetler yagdiracagim.
Mutlu olmani falan istemeyecegim.
Benim çektigim kadar aci çekmen gerektigini düsünecegim.
Benden olgun olmami bekleme, olamayacagim.
Çünkü kabullenemeyecegim bir türlü bu gidisi.
Durup dururken diyecegim,
Ortada bir sey yoktu diyecegim,

Tüm suçu sana yükleyecegim. En bencil halime bürünecegim.
Yasadigimiz her seyi bastan sona düsünüp aklayacagim kendimi.
Görmeyecegim kusurlarimi.
Böylece aklim sira rahatlatacagim kendimi.
Bu rahatlik dudusu da uzun sürmeyecek.
Sonra vazgeçecegim seni suçlamaktan.
Tutamayacagim yeminler edecegim.

Bir gün mutlaka geri dönecek ama bu kez ben onu terk edecegim, diye…
Yapacagim seyleri art arda siralayacagim.
Gidersen, her gece sabahi edecegim seni bekleyerek.
Yorgunluk tüm hücrelerime yayilacak.
Bir süre sonra görenler beni taniyamayacak.

Kimisi aciyarak bakacak bana, kimisi kendimi bu hale getirdigim için kizacak.
Umurumda bile olmayacak ne dedikleri.
Bir tek sey söyleyecegim onlara, Yüregim o gittiginden beri atmiyor…
Sevgilim gidersen, bu yürek duracak

işte bu sokaklarda


İşte ben bu sokaklarda
Gönül verdim arkadaşım
Aşk fermanım
İşte bu sokaklarda onaylandı
Kararı yazan kalem
İşte bu sokaklarda kırıldı
Toz pembe düşlerim
İşte bu sokaklarda
Karanlığa büründü
Umutlarım , hayallerim
İşte bu sokaklarda
Umutsuzluğa dönüştü.

İşte ben bu sokaklarda
Dünyaya geldim
Ve ben
İşte bu sokaklarda
Can çekiştim , can verdim

Cıvıl , cıvıldı kuşlar
Rengarenkti çiçekler
Bu kadar ıssız değildi
İşte gördüğün bu sokaklar

Yalınayak yürüdüğüm
Küfür ettiğim , şarkı söylediğim
Kalbimi verdiğim
Aşkımın başladığı
İşte bu sokaklardı

Yağmur altında ıslandığım
Yaramazken uslandığım
Hayat doluyken küskünlüğüm
İşte bu sokaklarda
Bu sokaklarda başladı arkadaşım

Rengimiz gök mavisiydi
Şarkımız mutluluk nameleriydi
Hayallerimiz birleşmekti
İşte gördüğün bu sokaklar
Çıkmaz sokaklardı engeldi

Rengimiz karardı
Şarkımız acıya bulandı
Hayalimiz hayal oldu
İşte gördüğün bu sokaklar
Bizi acıya boğdu

İşte ben bu sokaklarda
Gönül verdim arkadaşım
Sevdim bir şeyler beklemeksizin
Hem de ölesiye sevdim
İşte ben bu sokaklarda
Dünyaya geldim
Ve ben
İşte bu sokaklarda
Can çekiştim , can verdim
ceylanım

Yaşadığın Kadar

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif...
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü...

Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin...
Yaşadıklarını kar sayma
Yasadığın kadar yakınsın sonuna
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün...

Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma herşeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin...

Güneşin doğuşundadır
Doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın...



Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin...

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak!
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda
Aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar
Çabuk unutulursun

Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve her şeyi öğrendiğin kadar
Bilirsin...
Bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin

Kendine iyi bak

Kendine iyi bak bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...

"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de

de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“

“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsünme. Çünkü ben de seni düsünmeyecegim artik. Arama sakin beni, yazma, çünkü ben yazmayacagim. Sil beni yüreginden, çünkü ben silecegim. Fakat, yasanilan, paylasilan güzel seyler hatirina sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”

"Kendine iyi bak. Aramizda geçen herseye ragmen benden sonra iyi oldugunu bilmeyi tercih ederim. Aslinda bilmem çok önemli degil, iyi oldugunu varsayacagim ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle basbasa, yapayalniz birakiyorum ben. Biliyorum kendini birakacaksin benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslina bakarsan, çok da fazla umursamiyorum."

"Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onlari ayirmak, eti tirnaktan ayirmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok aci vericidir, yürek parçaliyicidir. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine Iyi Bak” gözleriyle ayrilirlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizligine bürününceye kadar…"

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine Iyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tirnaktan ayirmak yerine ölümü yeglerler. Onlar bu aciyi bir kezden fazla kaldiramayacaklarini bilirler.

"Kendine iyi bak" derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet degil midir aslinda seni seveni, ihtiyaci olani yüzüstü birakip gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluga mahkum edip giderler. Seni parçalara ayirip, en büyük parçayi yanlarina alip giderler. Seni senden alip giderler.

Daha kötüsü suçlayamazsin onlari tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardir elbet. Suçlatmaz kendini. Savasmadiklari için kizarsin ama suçlayamazsin. Savasmislarsa, yenildikleri için kizarsin ama suçlayamazsin. Yenildigin için kizarsin ama suçlayamazsin… Ayriligin kaçinilmazligina inandirir seni, kendine iyi bak derler ve giderler. Elinden umutlarini, düslerini, sevgilerini alip giderler. Bir tek anilari birakirlar geride, bir de hatirladikça gözyaslarina bogulasin diye unutulmayan nagmeler.

Arkalarina bakmadan çekip giderler eger yalniz kalmissan, çünkü insafsizliklarini görmek istemezler. Hersey o saniye orada bitsin, kapansin bu sayfa isterler. Bitti diyemedikleri için, kendine iyi bak derler. Kirildim ve affedemiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak; derler. Seni istemiyorum artik, hayatimdan çikaracagim ama bil ki hiç unutmayacagim; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Biliyorum çok kanayacaksin ama daha iyisini yapamiyorum; diyemedikleri için kendine iyi bak derler. Vicdanlarini rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktir ve o yara asla kapanmayacaktir, bilirler.

"Kendine iyi bak" bir noktadir çogu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansin isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki isik, dudagimdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatima renk katan, sen yüregimdeki çarpinti, sen hayatimdaki nesesin. Sen yolumu aydinlatan, sen dert ortagim, sen gönül yoldasim, sen bir tanesin. Kendine iyi bak deme bana. Nokta koyma.

Keske böyle yasanmasaydi bazi seyler, keske affedebilsen beni, keske ben de affedebilsem… Keske döndürebilsek zamani geriye. Keske bugünkü aklimizla yasasak herseyi bastan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi? Sen eksikken, ben nasil tam olurum? Senden kalan boslugu kimlerle doldururum? Savassak, aramiza giren seytanla olmaz mi? Hani büyük asklar her türlü engeli asardi, hani gerçek dostluklar her sinavi geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanirdi? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek degerler vardi? Hani en büyük zaferler, en kanli savaslarin ardindan kazanilirdi? Bunlarin hepsi yalan mi? Sahiden..., gitmesen olmaz mi? Bitmesek olmaz mi?

Peki o zaman... Senin istedigin gibi olsun... Öyleyse...Sen de Kendine Iyi Bak.

"Kendine iyi bak" derler, kursunu kafana sikip giderler

Karaya vuran gemiler gibi

Üstüme yıkıldı, dağ gibi bir hasret
Yaraları sarmaya, alışıp unutmaya
Koca bir hayat lazım, yıllar yetmez
Senin uzağında, hayat çok hüzünlü
Şimdi kime yar diye sarılıyor ellerin
Gitsen bile gözlerin benden gitmez

Resimlerde hep o güzel yüzün
Yüreğimde hep ağlayan bir hüzün
Karaya vuran gemiler gibiİiçimdeki kalp yaralı bereli

Hançerli şu gönlüm sevdanla kanarken
Unutmak ne mümkün severken
Hayatla barışmak, bir yerden tutunmak
Herşeyde sen varken kolay mı ah unutmak

Aşk benim hiç Senim olmamış

Varlığınla yokluğun arasında kalmayacağım artık, sadece olmayacaksın. Sensiz kalma ihtimali olmayacak aleyhine kurulmuş cümlelerimin sonunda. Belki birkaç satır arasında unutulacaksın bir müddet sonra. İçimden olmayacak, boş bir kağıdın gölgesine sığınmayacak sana sitemlerim. Hani hep kızardın ya “Konuş konuş konuş” derdin, haykırabilir miyim şimdi korkaklığını. Bıraktığın bu mavi düşleriyle avunan yalnızlığı, artık sahiplenilmeyecek olmanın burukluğunu yaşarken, haykırabilir miyim dersin, susar mıyım, gülüp geçer miyim yoksa …?
Aslında alıştırmalıyım kendimi hiç dönmeyecekmişsin, dönülmeyecek bir yerdeymişsin gibi farzetmeli, unutmalı. Seni hiç tanımamış gibi yaşamımı sürdürmeliyim. Var olduğum her yer aşk(ın) şehri olmalı artık, yeniden sevmenin, sevilebilmenin yeri her yer, zamanı yaşanan ve gelecek tüm zamanlar olmalı benim için. Evet, sayfalardan koparıp bir bir savurmalıyım seni yaşanmış tüm zamanlara, uzaklaşan her adımımla hapsetmeliyim bu anılar sokağına. Kopan takvim yaprakları sensiz geçen günleri saymamalı, bende yokluğunun güncesini tutmayı artık bırakmalıyım. Her yeni güne seni getirmedi diye isyan etmemeliyim. Kabullenebilmeli, hazmedebilmeli, aldırmamalı hatta sana hak verebilmeliyim. Bu satırlarla büyümeye başlamalıyım, sırf seni ve çocuklaşan bir aşkı kolayca unutabilmek için. Zira yoksun. Sanki benim hiç senim olmamış, sanki bizi hiç yaşamamışız, sanki aşk denen o hoyrat şarkıyı mırıldanmış ve sonra yarım bırakmışız gibi. Artık yeni bir şarkı söylemenin vakti, Yaşanmışlığına, yitikliğime hiç aldırmadan,
Sanki benim hiç senim olmamış gibi

Özlüyorum

 Kapattım kalbimi herkese
bu kalbe senden baskası qiremez
öleceğimde tanrı bana senin kollarında ölmeyi
nasıp etsin bitanem...
şmdi her ne kadar benim olmasanda
ben benimmişsin qibi yaşıyorum seni kendimce...
kime qidersen qit,kimi seversen sew
yine warlıqıyla huzur bulduqumsun
yine ömrümsün yine sewdiqimsin
seni sewiyorum be bitanem
seni herşeyden cok sewiyorum..!!!

Özlüyorum

 Ne kadar uzakta olsanda
kalbimdeki yerin değişmedi
yüzünü görmesemde
avunuyorum resminle

Çok özlüyorum seni
bir gün gelsede
her zaman umutsuzca
hayal ettiğim
gözlerin...
seni görsem
kollarına atlasam
yüreyine sorsam
beni unuttu mu diye?

Anlasana Çocuk

Hacer’in İsmail’i İbrahim’in kurbanı gibi sevdim seni çocuk;
Sen Ortadoğu’nun küçük kızı Filistin
Ben Süleyman’ın yıkık mabedi
Hani türküler söylerdik Kudüs ağlardı
Ne vakit bir rüzgar esse ortadoğudan
Alnımıza Kanlı bir buse konardı
Sevdayla yedimizde tanıştık
On yedimizde yaşlandık
Ardımızda miras olarak dağlar kadar aşk bıraktık

Yakup’un nuru Zülayha’nın Yusuf’u gibi sevdim seni çocuk
Korkaklığımı olsun anlasana
Sen sevmeyi iyi bilirdin delikanlı
Namlunla sevda kurşunları saçsana
Bir kurşunda buralara sıksana çocuk
Hani sen Orta doğuydun biraz yürekli olsana.
Gökyüzünde yıldızlarımız vardı hatırlar mısın çocuk
Kiminin adı umut kiminin ki kuşku
Kimini de derdik sevda kurşunu
Şimdi nerdesin hangi parlak güneşe kandın
Yalnızlığımı olsun anlasana çocuk
Hani Akdeniz’i aşacak Anadolu’da buluşacaktı sevdamız
Yoksa bir Amerikan mermisiyle mi vuruldun çocuk

Basra’nın Fırat’ı beklediği gibi bekledim seni çocuk
Hasretimi olsun anlasana
Tutkunla tutsak olmuşum sana
Esarete razıyım çok koymaz bana
Çünkü ben dünyanın en özgür çocuğu Anadolu’yum
Asaletimi olsun anlasana
Özlemişim seni çocuk
Beni çok bekletme buralarda
Bir fırtınada toz duman olur infilak ederim
Özlemlerimi olsun anlasana çocuk çocuk

Anlamadın sen

sevgilim mutlulukları önüne serdim
sevgilim kara günlar geçti dedim
inan ki seni sevdim sevgilim
sevgilim sevgilim

seni çok sevdim seni çok sevdim
anlamadın sen
hayatımın bir yarısı olamadın sen
ben seni sevdim ben seni sevdim anlamadın sen

güneş doğarken battım ben
her gece aradım seni ben
seni senden istedim seni ben
güzel günler bizim olacak dedim ben

seni çok sevdim seni çok sevdim
anlamadın sen
hayatımın bir yarısı olamadın sen
ben seni sevdim ben seni sevdim anlamadın sen

ANILARDAKI RENKLERIM

YESILIM YESERMISIM
SENINLE BUTUN DILEKLERIM
SANA DAIR SOZLERIM
YOLLARIM
ANILARIM
GORURUM AMA ANIMSAMAM

ISTEMEM ANIMSAMAK
NASIL YESILIN SOLDUGUNU
BELKI AYNALAR O YUZDEN KAPALI
GORMEK ISTEMEZ SOLGUNLUGUMU

AH NERDESIN SIMDI YESILIM
GENCLIGIM VE TUM RENKLERIM
SIMDI BAKSAM AYNAYA

YOK OLMAZ

SOLMUS TUM RENKLERIM

12 Aralık 2012 Çarşamba

Seni Çok Özledim



Alışamadım



Yarın yarın olsa diye
geçiriyorum içimden
sabahın ayazında ya da ayazında sabahın
ne yaparım gitsem oraya ya da oradan gelsem buraya

gözlerimi kapasam ya da
gözlerimi dünyadaki kötü kötülüklere kapasam
açmasam bir daha ya da
açsamda bakmasam etrafa

konuşmasam kimseyle
açmasam ağzımı ya da
açsamda sadece nefes almak için
sonra tekrar kaparım

kapatsam kulaklarımı
duymasam çevre çevredeki sesleri ya da
seslerin çevresini duymasam
gitsem uzaklara

dokunmasam çevremdeki çiçeklere ya da otlara
hissetmesem onların yumuşaklığını ya da
yumuşaklığın hissini hissetmesem
-mesem dünyadaki varlıkları

yemesem yemek
tatmasa artık dilim
dünyadaki tüm tatları ya da
tatların dünyasındaki tatları tatmasa

önümde uzanmasa uzun bir nehir
yanımda durmasa devasa bir çam
koşarak gitmese arkamdan ceylan
ya da tepemde hareket etmesin bulutlar

esmesin rüzgar
değmesin yüzüme getirmesin artık
çiçek kokularını ya da
kokuların çiçeğini-ğini

laleymiş sümbülmüş banane
nergismiş gülmüş ne yapayım
hepsi aynı değil mi ya da
değiller mi hepsi-si aynı

nehirin sularının sesini duymayayım artık
çarpmasın artıklar sular o taşlara
vıraklamasın kenarında kurbağalar ya da
kurbağaların kenarında nehir

ötmesin-sin havada uçan kuşlar
ben uçamıyorumya belki bana nispet yapıyorlardır
ya da
nispeti kendime ben yapıyorumdur

dünya karanlık-lık olmasa
gitmese aydınlık başka bir tarafa
ya da gitsede
hemen dönse-se

ay aydınlatmasın gecemi
benim gecemi de güneş aydınlatsa
yıldızlar süslemesin gecemi ya da
gecenin içindeki yıldızlar süslemesin gecemi
elnur

Ağlayan Mektup



Ağlayan mektubu neden geri gönderdin bana
Ben pişman olmuştum yazdıklarıma
Her satırında acı verdim sana
Şimdi çekiyorum bu acıyı senden fazla

Başkası uğruna terk ettim seni
Kendimce bulmuştum daha iyisini
Vaat etti bana her şeyin en iyisini
Unut dedi ben severim seni

Son buluşmaya saatler kala
Fikrim değişti bir anda
Unutturmuştu seni bana
Ağlayan mektubu orda yazdım sana

Sen ağlarken ben buluştum onunla
Sevgi sözcükleriyle sarıldım boynuna
Tek unuttuğum bir şey vardı aslında
Ağlayan mektup geri dönerse bana

İlkbahar gibi güzel günler geçiyordu aslında
Mutluluğun tam ortasında
Bilmediklerim vardı aslında
Ağlayan mektup duruyordu başucumda

Depremlerle sarsıldım bir anda
Zor gecelerin sabahında
Yürek dayanmaz yaptıklarına
Ağlayan mektubun bedduası bana

Sevgi sözcükleri bitti bir anda
Ayrılıktan bahsetti bana
İnanmadım sarıldım boynuna
Ağlayan mektubu uzattı bana

Bende yıkıldım o anda
Gönlüm sarsıldı, karardı dünyam
Güneşsiz kaldım gün ortasında
Ağlayan mektubun yaptıkları bana

Hak ettiğim cezayı buldum sonunda
Oda terk etti beni sokak ortasında
Yaptıklarımı buldum kalbim dayanmaz buna
Ağlayan mektup aşkı haram etti bana

Geliyorum senden hesabını sormaya
Neden gönderdin ağlayan mektubu bana
Biten aşkın dosyasını açtırdın bana
Buluşalım ağlayan mektubu aldığın sokakta
Elanur

Ağlarım



Çığlıklar atarsam özlemine,
Bakmak istersem gözlerine,
Hasret kalırsam ellerine,
İşte o zaman ben ağlarım.

Patlar sığmazsam şişelere,
İsyan edersem gecelere,
İsmini yazıyorsam pencerelere,
İşte o zaman ben ağlarım.

Özlemin yakarsa bağrımı,
Gurbet örerse ayrılık ağını,
Verseler de bana hasan dağını,
İşte o zaman ben ağlarım.

Sinemde kuşlar öter ne biçim,
Özledim seni o biçim,
Senden beni uzaklara atarsa geçim,
İşte o zaman ben ağlarım.

Sinende gezer umudumu saklarım,
Zülfünü içime çeke çeke koklarım,
Eğer ki! Dudaklarından ayrılırsa dudaklarım,
İşte o zaman ben ağlarım.
Elanur

Adını yazmışım gülün dikeniyle sol tarafıma


Lambalarda inecek var kaptan! Lambalarda.
Sevgilim bırakıp gitmişti biliyor musun? Buralarda.
Hiç haber vermiyor, ne yapıyor, ne ediyor oralarda
Bana inat, aşka inat kalbi hep sefalarda.

Duydum ki bir sevgili bulmuş. Bulsun be usta.
Bir sevdiğini kırdı attı ya, onu da atar nasıl olsa.
Hayat bu! Hiç ummadığı anda bir gün çıkarır karşısına.
İşte o an ne diyeceğini merak ediyorum aslında.

Sevsen de sevmesen de aşkın hep yanımda
Adını yazmışım, gülün dikeniyle sol tarafıma.
Silip atamıyorum, kalbim engel oluyor bu arzuma
Bak şimdi yüreğim yanıyor; bir yalandın aslında.

Aşkım ağlıyor, kalbim yanıyor
Duygularım bana isyan ediyor.
Böyle sevda olmaz
Böyle yara hiç kapanmaz
Böyle feryadı hiç kimse duymaz... Mı?
Elanur
yoklugun acıtmıyor artık canımı her gece yatagıma uzanıp gözlerimi kapadıgımda artık gelmiyorsun aklıma ...
nerede oldugun ?
kimimle oldugun ?
hatta kimi düsündügün ?
ilgilendirmiyor artık beni her el ele sevgili gördügümde
artık bazılarıyla yaşanmış bazı şeyler aklıma her geldiginde kıskanmıyorum bile seni
kaçamak bakıslarla göz göze geldıgımız o anda koşarak boynuna sarılmak istemiyorum
artık her nerede olursa olsun senı bana hatırlatan hiç bişi yok artık benim için
söyledıgın o güsel sözleri her duydugumda artık içimde bir yürek çarpıntısı hissetmiyorum
seni özledıgımde seni görmek istegımde tesadüfler yaratmak istemıorum sende senden kopamıcam çok şey olsada onlar da ilgilendırmıyor artık beni artık sana ihtiyacım olugunda seni yanımda hissetmicem...
sen aklıma geldiginde içim ürpersede artık gelip ellerimi tutmanı unutucam yalnızlıga bogulup sana hasret çeksem de yanımda yanıbaşımda seni hissetmicem artık seni bırakacagım belkide sana vaad edecek hiçbirşey yok artık
benden yana sadece ve sadece resmıne baktıgımda gözümden akan bir damla yaş olacaktır
ama bu gözyaşıki gözümden akarsa ....
bil ki seni unutamadıgım için deil...
bir tek şu HALİNE ACIDIGIM İÇİNDİR...!!

Elanur

Acılar icinde sevdim..



yüregımın acılarından bogulsamda,
senı baskalarıyla bulsamda,
gozlerımden yaslar akıtsanda,
vazgecmez bu gonul senden.

bu bendekı askı kelımelere dokemem.
sen bende nekadar kutsalsan
askın sendende kutsal bende.
ben gecmem senden bır an bıle..

keskeler dedırtmıs olsanda,
sabahımı gecede yasatmıs olsanda,
sen bır baska özelsin bende....

Açlık Belası



Bıktım bu açlık belasından
Karnın guruldarken de uyunmaz ki birader
Bakkalın dolabından bir ekmek alsam
Mahalleden biri görse bana ne der?

Tek oda bir evde üçüncü çocuk doğdum
Doğarken anam ölünce babamı yasa boğdum
Ne yapsaydı gariban üç çocuk bir işsiz adam
Kırık dökük bir ev,yağmurda akan bir dam.

Ablam baktı bizlere, babam hep iş aradı
Akşam eve gelince ağzı şarap kokardı
Ne yapsın be birader parasızlık çok zor
Çocuğun bir şey isteyip alamayınca adama kor.

Hep bir top isterdim bir de sarı lacivert forma
Ablam da bir bisiklet üstünde süslü korna
Çocukluk işte ekmek neyine yetmez
Sıcak bir ekmek olsa canım hiçbir şey çekmez.

Bak yine ekmek dedik açlık geldi aklıma
Ne güzel dertleşiyorduk şimdi oldu mu ama
Tamam şimdi gideceğim bakkalın dolabına
Birisi de görürse ne derse desin bana

İşte böyle başladı bu mapusluk günleri
Evde kalmış Perihan çağırmış polisleri
Hırsız var demiş bizim bakkalı soyuyor
Bilmiyor ki ekmekle aç karnım doyuyor

Hikayem bu arkadaş senin de başını ağrıttım
Bundan böyle “hırsız” benim sabıka kaydım
Ne zaman fırından sıcak ekmek alırsan
Bir fakire ver bu hırsızı hatırlarsan.

Gipta


Gıpta ile seyrederim ben alemi Gıpta ile seyreder alem beni Bir sen bilirsin dertlerime çareyi Ne olur,ne olur fazla bekletme Günlere hasret geceyi

Sessizliğim su gibi derindir Susadım susuzluğum sevgindir Gönlüm adım gibi engindir Ne olur,ne olur sel olda gel İlacım gül kokan tenindir

Ey Sevgili En Sevgili


Güldün ya, o bile yeter bana
Sana benden başka kim söyler bunu
Söylesene ey kadın, kim düşünür her dakika seni
Ortaokul sıralarından beri kim sevdi seni deli gibi
Söylesene ey kadın, kim düşürdü bu derde beni
Senden başka kim yazdırabilir ki bu şiiri.
Bir sen geçtin, bir seni yazdım tümcelerimde,
Bir sen yaktın, bir ben yandım özleminle.

Ey kadın, şair yaptın beni
Bu genç yaşta kâğıtlara döktüm seni
Kâğıtlarda değil de karşımda görseydim,
Baksaydım güzel yüzüne, sadece baksaydım,
Saatlerce, günlerce.

Neden gittiysen benden,
Ah nedenini bir anlasam, bir bilsem
Hani evlenecez demiştin ya, böyle ölecez demiştin ya hani,
Hani on dört yıl nereye gitti, nasıl bitti.
Koskoca on dört yıl nereye gitti.
Söylesene sabahları seni işe ben bırakacaktım,
Evlenecektik seneye.
Hani, yoksun sen gelsene.
Kime manolyam diyecem ben
Kimi düşünecem akşamları
Kime hediye alacam haftasonları…
Manolyam, bırakıp gururunu gelsene
Seviyorum seni desene bir daha.
Hani lisenin ilk günü bağırmıştım seni seviyorum diye
Utanmıştın sen de
Söz utandırmam bir daha seni
Gururunu alıp ayaklarının altına gelsene.
Bak bir daha akşamları elimde şişeyle evinin önüne gelmiycem
Söz veriyorum, seni bir daha üzmiycem.

Ferhat gibi dağları mı deliyim
Dön ey sevgili
Çektirme hasretini.
Bu şiir biter, diğeri devam eder,
Biri biter, biri başlar
Ey sevgili, çektirme hasretini.

Bak kaçıncı sigara bitti sen yoksun hala,
Ezanlardan başlıyorum şiire, gözlerinle noktalıyorum
Sokaklardan giriyorum, gülüşünle noktalıyorum
Doğa şiiri yazıyorum seninle son buluyor
Anneme şiir yazıyorum orda bile sen geçiyor.
Ey sevgili, seni yaşıyorum şiirlerde.
Bak sıradan bir şiiri bile bitiremiyorum
Sırf içinde saklı olan sen varsın diye.
On yedi yaşımı yaşayamıyorum ey sevgili
Ey sevgili, en sevgili, dön sevgili.

Memleketim

Güneş açar gündüzleri,
Sabah olur,
Akşam olur,
Güneş batar .

Bazen yağmur yağar,
Bazen kar yağar ,
Ben severim memleketimi,
Yağar yağar...

O Akşam

Yine aynı bankta geçti yalnızlığım,
Bir elim sigarayı tutarken yazıyordu diğer elim
Hiç durmayacak gibi çalan müziğim,
Bu akşam da seni düşürdü usuma
Bir martının süzülüşü gibi hürüm bu gece.

Sigaramın külüyle yere düşüyor korkularım
Bu akşam da yazıyorum, ve yine yoksun sen.
Bir kedinin hırıltısından fazla oluyor nefes alışım.
Dudaklarımın arasındaki iki kelime yetiyor,
İçten içe bitiriyor benliğimi...

Banka kenetlenircesine oturmuş
Lakin mutlu bir yalnızım bu akşam.
Soğuğun dondurduğu elim, bir başka tutuyor bu akşam kalemi,
Senleri bir başka yazıyor.
Usumda kayboluyor tümceler.

Bir sigara daha yaktırıyor sensiz geçen saatler.
Bu kez bırakmıyor ellerim,
Kalemi unutmuş sanki.
Kağıttaki senlere odaklanıyorum o dakika
Sigaram biter bitmez süzülüyor ellerim,
Titreyerek sarılıyor kaleme.
Defalarca sen yazmak varken usumda,
Gecenin o koyu karanlığına karışıp gidiyorum.
Bundan önce yarım kalmış şiirim,
Ve son kelimesi olan sen...
Devrik cümleleriyle usumda beliriveriyor,
Ardından tekrar unutuyorum tümceleri.
Karşı banka da iki genç oturuyor
Gözlerinin karanlıkta parlayışı,
Bir kurşun gibi yüreğimi parçalıyor sanki.

Tekrardan sigara yanıyor.
Yanıyor da bu sefer içimi ısıtmıyor.
Kalemim yazamaz olduğunu hissettiriyor.
Kağıtlarda bir tek senler görünüyor gözüme.

Şiire nokta koyamam ben,
Senler gözüme çarptıkça son veremem.
Sıradan olan, lakin senlerle süslenen...
Ben bu işi yapamıyorum,
Gel de nokta koy şiirlerime...

Yalnızım

Bir umuttu yaşamak sevmek
Umutlarımın her geçen gün doğması

Güneş misali oldum yanlızlığımla
Ümitler sabahı bekliyor yaşadığım her an
Nasıl olsa dünya dönüyor diyorum acılarıma

Yanlızlığımla yaşıyorum acılarımda bana ortak
Ağlıyor yüregim sensiz yok oluşa
Nerede hayat ,nerede dostluklar bakın kayboldular
Lakin derdi dostlar ama şimdi yoklar
Işıksız kaldım karanlık odalarda
Zindana dönmüş bir hayat var burda
Ilık nes duymak istiyorum hayatta
Mutsuzum yanlızım bende böyle yaşarım

Unutmak

bilir misin bu duyguyu
unutulmak duygusunu
öyle içten vurur ki
hemen anlarsın onun olduğunu

acıtır içini
sana her dokunduğun da
dokunduğu an kıvranırsın acıdan
bilir misin o duyguyu

BİLİRİM

öyle vurur ki
içten içe
solda bir sancı
acır durur derin den DERİNE

!!!!!İŞTE BÖYLE BİRŞEYDİR UNUTULMAK!!!!!!
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Sayfamızı Beğenmenizle
Mutluluk Duyarız